Bounce Rate ve Pogo Sticking arasındaki temel farkları ve hemen çıkma oranını düşürmek için yapılması gereken bazı taktikler yazının devamında olacaktır. Bounce Rate ve Pogo Sticking birbiri ile karıştırılan bir kavramdır. Açıkçası benzer tarafları da vardır. Bununla beraber ince ayrıntılar ile farklılaşmaktadır.
Web siteniz için bu oranların yüksek olması iki durumda da sakıncalıdır. Arama motorlarının yüksek olmasını en son isteyeceği metriklerdir. Aramalarda sıralamanızın düşmesine neden olacak en büyük etmenlerdir.
İki kavramı da öncelikle tek tek ele almak gerekir. Sonrasında, arasındaki farkları net bir şekilde ortaya koyabiliriz.
İçindekiler [Gizle]
Pogo Sticking Nedir?
Pogo sticking, arama motoru üzerinden arama yapan bir ziyaretçinin tıkladığı siteye girer girmez geri çıkması anlamına gelir. Güven vermeyen sitelerin yaşadığı temel problemlerden biridir. Bozuk tasarım, site üzerindeki temel hatalar ve clickbait içerikler çok sık yaşamaktadır. Arama motorlarının site kalitesine yönelik yapmış olduğu değerlendirme faktörlerinden biridir. Bu metriğin yüksek oluşu sitenize arama sıralamalarında zarar verir ve zaman içerisinde organik trafiğinizde azalmaya neden olabilir.
Genellikle 5 saniyeden az süren ziyaretler pogo sticking olarak değerlendirilmektedir. Bu durumu aynı içerik için çok sayıda ziyaretçi gerçekleştirdiği takdirde, Google o içeriği aramalarda göstermek istemez. Bu yüzden sıralamasını düşürür. Çünkü, içerik bir değer üretmektedir. Bu açıdan gelen ziyaretçilerin büyük kısmı aynı tepkiyi gösterdiklerinde, Google daha fazla yer vermeyecek ve ilgili sayfayı aramalarda çok alt sıralara düşürecektir.
Bounce Rate Nedir?
Bounce Rate, ziyaretçinin sitedeki herhangi bir sayfaya erişmesinin ardından site içi başka bir bağlantıya tıklamadan siteyi terk etmesi anlamına gelir. Bu durum içerik siteleri için her zaman kötü bir durum değildir. Çünkü sayfayı 20 saniye sonra terk etmesi ile 1 saat sonra terk etmesi arasında bir fark yoktur. Önemli nokta, başka sayfaya gitmemesidir.
Bounce Rate özellikle e-ticaret siteleri için önemli bir metriktir. Çünkü bir e-ticaret sitesine giren müşteri tek bir ürüne bakıp çıkış yaptığında ortada dönüşüm yok demektir. Yani satın alma gerçekleşmemiştir. Bu konu derinlemesine incelenmeli ve nedenleri ortaya çıkarılmalıdır.
İki kavramın net bir şekilde öğrenilmesi ile birlikte, arasındaki farklara geçebiliriz. Arasındaki farkları bir tablo aracılığı ile anlatmak daha kolay olacaktır.
Bounce Rate ve Pogo Sticking Arasındaki Fark
Bounce Rate ve Pogo Sticking, kabaca birbirine benzeyen ziyaretçi yaklaşımı olarak gözükse de birbirinden ayıran net durumlar bulunmaktadır. Aşağıdaki tablo ile iki metrik arasındaki temel farkları görebilirsiniz;
Pogo Sticking | Bounce Rate |
Ziyaretçi bir sayfada 4-5 saniyeden fazla zaman harcamaz ve başka bir sayfa ziyaret etmez. | Ziyaretçi bir sayfada saniyeden saatlere kadar zaman harcayabilir ama başka sayfa ziyaretinde bulunmaz. |
Ziyaretçi sayfanın içeriğinden memnun kalmaz. | Ziyaretçi, sayfanın içeriğinden memnun olabilir de olmayabilir de.
|
Daha çok SERP ile ilişkilendirilir. | Yalnızca web siteleri ve bloglarla ilişkilendirilebilir. |
Bounce Rate Nasıl Azaltılabilir?
Bounce Rate’i azaltmak için bir dizi ipucu bulunmaktadır. Aşağıda yer alan ipuçlarını kullanarak sitenizdeki hemen çıkma oranını aşağı çekebilirsiniz. Bu durum SEO açısından ciddi fayda sağlayabilir. Bunun yanı sıra e-ticaret siteleri için dönüşüm oranını büyük oranda artıracaktır.
Ücretli kampanyalara harcanan bütçeler, bounce rate’in yüksek olmasından dolayı verimsiz kullanılıyor. Bazı küçük püf noktalara dikkat ederseniz, reklam harcamalarınızın gelire dönüşmesi sağlanır ve karlılık artar.
Başlık Etiketleri
İçeriğin başlık etiketleri halinde ayrılması, okuyucunun aradığı konuyu bulması ve odaklanması için çok önemlidir. İçeriğe ulaşan ziyaretçi, doğru ve yararlı içerikte olduğunu gördüğü takdirde hemen çıkmak istemeyecek ve siteden daha fazla faydalanmak isteyecektir. Bu açıdan içeriğin başlık etiketleri kullanılarak oluşturulması, odağın kaybolmamasını sağlar ve ziyaretçiyi tatmin eder.
Başlık H1 etikleti ile başlayıp H2, H3 şekilde devam etmektedir. Bir başlığın altında başka bir alt başlık kullanacaksanız, bir alt başlık etiketini kullanmanız gerekir. H2 etiketinin altında kullanacağınız alt başlık için H3 etiketi kullanmanız gerekir.
Kısa Giriş Yazısı
Ziyaretçilerin ilgisini çekecek, yazı hakkında kısa giriş yazısı, hemen çıkma oranını düşürmek için doğru aksiyonlardan biridir. Giriş yazısı çok uzun tutulmamalıdır. Bir kaç cümle ile birlikte sonlandırılmalı ve hemen yazının akışına geçilmelidir.
Giriş yazısı, kısa olmakla birlikte ilgi çekici de olmalıdır. Bu açıdan iddialı cümleler kullanmak ilgi çekici olacaktır. Yazının en can alıcı ve bilgilendirici konusu hakkında bir soru cümlesi kullanılabilir.
Giriş yazısının kurumsal bir yapısı olması, ziyaretçinin bilgilendirici ve kaliteli bir içerik ile karşı karşıya olduğunu bildirmiş olur. Bu sayede, ziyaretçi, faydalanacağı yazıyı okumaya ve site içerisinde gezinmeye devam eder.
Görselleri ve GIF’leri Kullanın
İçeriklerin ilgi çekici ve kaliteli hale gelmesi için görsellerden ve GIF’lerde güç almalısınız. Ziyaretçinin hemen çıkmasına yol açan en büyük neden yazının tasarımsal olarak kalitesiz olmasıdır. Çünkü, yazının kalitesini saniyeler içerisinde anlayamaz ama sitenin tasarımına ve ilgi çekmesine anında reaksiyon gösterebilir.
GIPHY gibi ücretsiz platformlar üzerinden GIF kullanmanız, içeriklerinizi çok daha ilgi çekici hale getirir ve ziyaretçiyi sayfada tutar.
Anekdot Ekle
Ziyaretçi ile etkileşim oluşturmak çok önemlidir. İçerik ile alakalı kısa hikayeler eklemek, ziyaretçinin sitenizi sadık bir şekilde takip eden bir müdavime çevirebilir. İnsanlar ile kişisel bağlantı kurmak çok önemlidir. Bu, onların sizinle empati kurmasını sağlar ve duygusal bir bağ oluşturur.
Influencerlar sosyal medyada tam olarak uyguladığı yöntem budur. Takipçi ile duygusal bağ uyandır, ilgi çek ve süreklilik sağla. Bu adımları yerine getirirseniz, sizler de düzenli bir kitle sağlayabilirsiniz.
Video Ekle
Son yıllarda video tüketimi çok arttı. İnsanların büyük kısmı, bir şeyi okumak yerine video gönderiler üzerinden bilgi almayı tercih ediyor. Bu açıdan, içeriklerinize video ekleyerek, ziyaretçilerinizi sitede tutabilirsiniz.
Ücretsiz video oluşturma araçlarını kullanabilirsiniz. Bu sayede, özgün videolar üretebilir ve sitenizin marka değerini artırmış olursunuz.
Bir İnfografik Ekleyin
İnfografikler son yılların en çok dikkat çeken içerik öğelerinden biridir. Çok sayıda etkileşim sağlaması ve sosyal medya üzerinden paylaşılması yönü ile önemli bir faktördür.
İnfografikleri sadece karmaşık konular için kullanmaya çalışmayın. Kolay bilgilendirmeler için de infografikler kullanmak, ziyaretçiyi sitede tutmanızı sağlar.
Bu ipuçlarının yanı sıra, doğru bir tema seçimi de ziyaretçinin site üzerinde gezinmesine olanak sağlayan bir faktördür. Responsive özellikli temalar sayesinde, ziyaretçiler birçok farklı cihaz ve web tarayıcı üzerinden benzer kaliteli deneyimi yaşamış olur.